Vergi sistemimizin temel amaçlarýndan birisi, adil, þeffaf, izlenebilir, sürdürülebilir mali yapýnýn tesis edilmesidir. Bu yapýnýn güçlenmesi için basit usule tabi mükelleflerin gerçek usule geçirilmesinin gerekli olduðu meslek camiamýz tarafýndan öteden beri ifade edilmiþ ve bu yolda yapýlan çalýþmalar Birliðimizce desteklenmiþtir. Gerçek usule geçiþ, belge düzeni, defter tutma ve beyan sisteminin güçlenmesini saðlamakta; mali verilerin saðlýklý ve doðru üretilmesi, kamu gelirlerinin sürdürülebilirliði açýsýndan önem arz etmektedir.

Bu gereklilik ve önem nedeniyle 8/9/2025 tarihli Cumhurbaþkaný Kararý ile Büyükþehir Belediyesi sýnýrlarý içerisinde bulunan ve nüfusu otuz bini geçen ilçelerde anýlan kararnamede belirtilen faaliyetleri yürüten mükelleflerin 01/01/2026 tarihinden itibaren basit usulden çýkarak gerçek usulde vergilendirilmeleri kararlaþtýrýlmýþtýr.

Ne yazýk ki, 13 Aralýk 2025 tarihinde yayýmlanan 586 sayýlý Vergi Usul Kanunu Genel Tebliði ile anýlan kararname kapsamýnda 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecek olan mükelleflerin, iþletme hesabý esasýna göre vergilendirildikleri süre zarfýnda defterlerinin baðlý olduklarý meslek odalarý/birlikler tarafýndan tutulmasýna ve beyannamelerinin bu Odalar tarafýndan da gönderilebilmesine izin verilerek atýlan olumlu adýmlarýn daha da gerisine gidilmesine sebebiyet verilmiþtir.

Her ne kadar ilimizdeki esnaflarý ve meslek mensuplarýný bu aþamada doðrudan etkilemese de ileride yapýlabilecek daha olumsuz düzenlemelerin önünü açabilecek niteliktedir. Hiçbir hukuki ve teknik gerekçe ile açýklanmayacak ve kendi içerisinde onlarca belirsizlik içeren hukuka aykýrý bu yetkilendirmenin nasýl bir amaca hizmet ettiðini anlamak maalesef mümkün deðildir. Bu nedenle, doðrudan ülkemiz vergi sistemine ve mesleðimize yönelen bu düzenlemeye diðer meslektaþlarýmýz gibi biz de sessiz kalmayacaðýz.

Ülkemizde, mevcut krizden çýkýþ için “kayýtdýþýlýkla mücadele” ve “bütçe disiplini” ihtiyacý ortadayken ve bu kapsamda birçok mükellef aðýr vergisel ödevlere katlanmak zorunda kalýrken, kayýtdýþýlýðý körükleyecek ve vergi sistemimizde gedikler açacak bu nevi uygulamalarýn kamuoyunda yeterince tartýþýlmadan ve istiþare edilmeden yürürlüðe sokulmasý, bu mücadeleleri ve çabalarý anlamsýzlaþtýrmaktadýr.

Muhasebe, finansal raporlama ve beyanname birbirinden ayrýlamayacak bütünlüktedir. Muhasebe yapmak, mali tablolarý hazýrlamak, gerçek ve doðru mali verileri saðlamak, denetlemek, raporlamak ve beyanname vermek, dünyanýn her yerinde olduðu gibi Ülkemizde de mali müþavirlerin iþidir. Mali müþavirlik bütün bu konularda güvence veren, sorumluluk alan ve hesap veren meslektir. Hiçbir teknik bilgisi olmayan ve oy kaygýsýyla hareket edebilecek olan esnaf odalarýna veya birliklerine muhasebe ve vergi konusunda yetki verilmesi, aslýnda kapsama yeni alýnan bu mükelleflerin Mali Ýdare karþýsýnda baþýboþ ve denetimsiz býrakýlmasý dýþýnda hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu meslek odalarýnda mali müþavir çalýþtýrma þartý getirilmesi olayýn hukuksuzluðunu ve ciddiyetsizliðini örtmeye yetmemektedir.

Bu mükellef grubuna ayrýcalýk tanýnmasý vergide eþitlik ve adalet ilkesine aykýrýdýr. Bu durum, kayýtdýþýlýðýn artmasýna, vergiye gönüllü uyumun azalmasýna, vergi gelirlerinin azalmasýna ve ayrý bir disiplin olan muhasebe ve denetim mesleðinin tahrif edilmesine neden olmaktadýr. Bu ise; eðitim ve saðlýk gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesi, emekliye zam yapýlmasý, iþçinin asgari ücretine Devlet desteði verilmesi gibi konularda bütçede yeterli kaynak bulunamamasýnýn nedenleri arasýna girecektir. 2026 Bütçesinin Mecliste tartýþýldýðý günlerde bu teblið tam bir garabet olmuþtur. Bu sebeple, anýlan düzenlemede hiçbir þekilde kamu yararý yoktur ve ülkesini seven her yurttaþýn buna karþý durmasý gerekmektedir.

Üyelerine þirin gözükmek için Türk Vergi Sisteminin yerle bir edilmesini talep edenlerin ve karar vericileri yeteri kadar bilgilendirmeyip bu çarpýklýða izin verenlerin þu sorulara cevap vermesi gerekmektedir.

1-     Esnaf odalarýnýn yöneticileri, yanlýþ tutulan muhasebe kayýtlarýndan ve gerçeðe aykýrý beyannamelerden týpký meslek mensuplarýmýz gibi tüm mal varlýklarý ile sorumlu olacak mýdýr?

2-     Mükelleflerin sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinde bu odalarýn yöneticilerine iþtirak ve vergi suçu raporu yazýlacak mýdýr? Hiç deðilse bu yöneticilerin bir disiplin sorumluluðu olacak mýdýr?

3-     Gerçek usulde vergilendirilecek bu kadar mükellefin muhasebesi hangi teknik altyapý ve bilgi ile odalar tarafýndan tutulacaktýr? Bu esnaflarýn mevzuatta yer alan yükümlülüklere uyup uymadýklarý kim tarafýndan kontrol edilecektir? Örneðin bir mükellefe vergi idaresinden izaha davet yazýsý geldiðinde bu mükellefin müþavirliði Oda tarafýndan yapýlacak mýdýr? Doðru yönlendirmeler yapýlmadýðýnda esnafýn uðrayacaðý zararýn sorumlusu kim olacaktýr?

4-     Esnaftan muhasebe ücretini odalar toplayacaðýna ve bu durumda Kurumlar Vergisi Kanunu uyarýnca iktisadi iþletme oluþtuðuna göre, kuruluþ amaçlarýna aykýrý olarak devasa muhasebe ofislerine döndüreceðiniz bu meslek odalarýndan kurumlar vergisi beyannamesi istenecek midir?

5-     Ýþi ehline býrakmayý þiar edinmek gerekir iken, liyakati olmayan kiþi ve kurumlara iþ yaptýrmaya kalkmak hangi bilim, felsefe ve inanýþ ile baðdaþmaktadýr?

Ve belki de en acý soruyu þöyle sormak gerekmektedir. “Kamu Ýdaremiz, ne zaman her türlü mali politikayý sahada uygulayan muhasebe camiasýnýn hayrýna ve lehine bir iþe imza atacaktýr?”

Unutulmamalýdýr ki muhasebe meslek mensuplarý tüm mükelleflerin yaný baþýndadýr ve siyasi bir etki deðerlendirmesi yapýlacak ise bu camia en baþta göz önünde bulundurulmalýdýr.

TÜRMOB, Odalar ve 135 bin kiþilik meslek camiasý olarak vergi sisteminde onarýlmaz hasarlar açacak bu düzenlemelerin yürürlükten kaldýrýlmasýný talep ediyoruz. Bu düzenlemenin yürürlükten kaldýrýlmamasý halinde her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceðimizi, akýl ve mantýðýn almadýðý bu çarpýk uygulamanýn destekçisi olmaya tevessül edecek meslek mensuplarý hakkýnda da her türlü tedbiri alarak mesleki düzeni saðlayacaðýmýzý buradan kamuoyuna ilan ediyoruz.